Ezio rüyasında parayla banyo yapıyordu. Ezio’nun rüyaları hep gün içinde yaptıklarının tekrarından oluşmaya başlamıştı son zamanlarda. Mesela dün gece parayla burnunu karıştırdığını görmüştü çünkü Elio Ezio’nun bütün gün burnunu parayla karıştıramayacağını iddia etmişti ve bu Ezio’yu çok gıcık ettiği için iki burun deliğini de parayla tıkayıp bütün günü burnunu karıştırıp ağzından nefes alarak geçirmişti. Bu yüzden gıcık kardeşi Yalio onu zalimce uyandırdığında da ağzı açıktı ve her tarafa salyalar akmıştı. Of bir de bela yemişti sabah sabah. En son istediği şey inlerle cinlerle uğraşmaktı tbh. “Tamam be oynarız Allah’ın cezası oynarız.” diye söylenerek Elio’nun odasına gidip kapıyı çalmadan içeri girdi. Elio kendi götünü elliyordu. Kardeşi diye demiyordu ama güzel götü vardı maşallah.  “Kalksana lan oyun oynucaz. Yalio bize bela okudu. Oynamazsak ebemiz sikildi resmen.” Aslında Yalio sadece kendisine bela okumuştu ama Elio gelmezse Ezio ona da bela okurdu. Saatlerini küçük kız kardeşiyle oturup oyun oynayarak geçirmeye mahkûm edilecekse Elio da aynı kaderi paylaşmalıydı.
 

Evvela bodruma indiler ve Ezio hemen  “Ben en büyüğüm ben başlıycam.” diyerek zarları eline alıp attı. En boktan zar geldi ve cehenneme gittiler. “Hassiktir.” Cehennemde sol ayağı olmayan bir Fart Vader vardı. Ezio Marquesa Fart Vader’ı görür görmez onun cehennemde kendilerine yol gösterecek olan bir usta olduğunu anladı. Hemen önünde eğilerek “Merhaba sensei ben Ezio. Ezerim.” dedi ama ezmeyi unuttuğunu hatırlayınca hemen “Ayakkabılarınız çakma converse mi hahaha.” diye ekledi. “Ay pardon yani ayakkabınız.”

Elio Marquesa uyuyordu. Ve rüya görmüyordu çünkü rüya görmenin eğlenceli olmadığını fark etmişti. Bir keresinde rüyasında muhteşem götlü bir adam görmüştü ve ellerini o mükemmel göte uzatırken o kusursuz götü elleme fikri onu o kadar heyecanlandırmıştı ki o harikulade götü elleyemeden uyanmıştı. İşte o tatmin olamadığı sabahtan beri rüya görmeyi reddediyordu. Şimdi uyanık olsa rüya görmeden uyuduğu için memnun olurdu ama uyuduğu için olamadı. Fakat ne yazık ki bu durum uzun sürmedi. Leeeeşşşşş, iğreeeennnnççç, şerefsiiizzzz, piiiiiiiiissssss abisi gelip onu uyandırmıştı. Evvela elini her zaman olduğu yerden, götünden çekti; yataktan kalkıp donunu giydi ve abisinin peşinden bodruma indi. Pek çaktırmasa da Yalio'nun bela okumasından korkmuştu. İnş küçük kardeşleri abilerine bela okuduğu için cehenneme falan gitmezlerdi.

Elio güzel götünü bodrumun soğuk taşına koydu. Keşke yer sıcak olsaydı diye düşündü. Güzel götünün buruşmasını istemiyordu. Tekrar keşke yer sıcak olsaydı diye düşündü, alevler falan olsaydı mesela. Ezio ilk zarı attığında o kadar kötü bi zar geldi ki Elio kumar oynarken iyi ki hile yaptık diye düşündü. İşte Elio bu kadar düşünceliydi, hep düşünüyordu. Sonra da işte abi... cehenneme gittiler. Etraf osuruk kokuyordu Elio karşılarında beliren Fart Vader'ı görünce nedenini anladı ve Usta Fart Vader utanmasın diye bir şey demedi. "İlk göreviniz şu: Şuradaki mavi panjurlu evi görüyor musunuz?" Fart-sensei onlara ilk görevlerini verirken etrafı çok daha kötü bir koku sardı. Fart-sensei konuştukça koku artıyordu. Elio ustanın nasıl konuştuğunu anladığında hayranlıkla ustasına baktı. Ne kadar da profesyonel konuşuyordu. Fart Vader ağzıyla konuşmuyordu; götüyle, osurarak konuşuyordu. Elio etkilendiği için biraz geç de olsa mavi panjurlu evi gördüğünü belli etmek için başını salladı. "Ahh, güzel. Şimdi de şuradaki elma ağacına bakın. İşte göreviniz o ağacın elmalarını yememek." Elio mavi panjurlu evle alakası olmayan ağaca baktı ve Fart-sensei'nin görevini beğenmediği için onu ellemedi. Ona mı sorucaktı ne yemeyeceğini. Elio armut yememek istiyordu.

Ezio, Yalio’nun mükemmel pole dansını izlerken Elio’yu eziyordu çünkü o Yalio kadar iyi dans edemiyordu. Aslında kendisi de edemiyordu ama kendisini ezmesi saçma olurdu Marquesa oğlunun. Uyuşturucu dehası, gönüllerin padişahı Ezio Marquesa’nın bir çocuk oyunu yüzünden cehennemde tıkılıp kaldığına inanamıyordu. O isterdi ki yetişkin oyunu için cehennemde tıkılıp kalmış olsun. Yine de Dart ve Fart Vader’a o kadar çok sinir olmuştu ki inadına cehennemin yedinci katına kadar gitmeye karar verdi. Ezio’nun evinin tuvaleti dışarıdaydı.

Yalio’nun attığı zarlar kötü gelince aynı katta bir tur daha kalkmak zorunda kaldılar. Bu kez Ezio kazanan olmaya kararlıydı. Böylece diğerlerini ezmek için eline malzeme geçmiş olacaktı. Zarın kötü gelmesine sevinen Dart Vader, ikinci yapmamaları gereken şeyi açıklamaya başladı, yüzünde müthiş bir tatmin ifadesiyle.
“İkinci göreviniz şuradaki özel gölün bu kıyısından girip diğer kıyısından çıkmak. Bu gölün özelliği, içindeki suyun herkese farklı görünmesi. Hepiniz dünyada en çok korktuğunuz şeyleri göreceksiniz. Karşı tarafa biriniz bile ulaşamazsa bir kat daha düşeceksiniz.”
Dart Vader bu açıklamayı yaparken çok sıkılan Ezio, uzun zamandır kimseyi ezmediğini fark edince “Cehennem eziklerin yeri, arafa gidelim.” dedi Dart Vader’a cevaben. Dart Vader ona Melez Prenses’teki Dumbledore gibi baktı. Sonra hepsinin en büyük korkusuyla yüzleşecekleri gölün kıyısına geldiler. Ezio üzerindeki pahalı takımı ıslatmak istemediği için donuyla girecekti. Ne yazık ki beyaz, uzun çorapları ve mangalı yoktu da kıroluğunu tamamlayamıyordu. Kendisine şans getirmesi için biraz daha Dart’ı ezmek istiyordu ama aklına yeni ezme sözcüğü gelmedi. Bu yüzden donuyla göle daldı.
Suyun içi bütün yaptığı uyuşturucunun bozuk çıkmasıyla ilgiliydi. Ezio karı gibi çığlık attı ve gölden çıktı, bu aptal gölü geçmeyi reddediyordu.

Elio Marquesa kız kardeşinin direk dansını ve abisinin asi tavrını izlerken burnunu elliyordu. Çünkü etrafta ellenecek müsait göt yoktu, Elio Dart Vader’ın götünü ellemek istememişti. Elio yeni görevlerini duyunca hemen göle koştu çünkü biliyordu ki o korkusuz yüce Elio Marquesa idi. Emindi ki gölde bir ruh emiciyle karşılaşacaktı. Ama onun yerine göle ayakkabısının dopuğunu soktuğu anda birden etrafı karanlık bir aura sardı ve gölün üstünde kocaman, buruşuk ve kadayıf kıllı bir göt belirdi. Elio kişiliğinin aksine adam gibi çığlık atıp geri geri kaçmaya başladı. Neyse ki abisi de korkusundan korkup göle girmeyi reddetmişti, Elio hemen abisinin kollarına atılıp “YAŞLI BİR GÖÖÖÖT!” diye ağlamaya başladı. Elio Marquesa yaşlılardan çok korkardı. Çünkü yaşlıların götleri güzel değildi. Elio için göt kutsal bir şeydi ve bir insanın götü güzel değilse o insan kendini öldürüp Elio’nun gözlerini bu eziyetten kurtarmalıydı. Neyse ki cehennemde henüz hiç yaşlı insan görmemişti. Belki de bunun sebebi insanların ölmeye yakın hacca gidip tüm günahlarını sildirmesiydi.

Hepsi tek başına birer özürlü sürüsü Marquesa kardeşler cehennemin üçüncü katına indiklerinde onlara eşlik eden Dart Vader ortadan kayboldu. Elio bu katta onlara kimsenin yardım etmeyeceğini çünkü artık pro-heller olduklarını düşünüp sevindi ama bu yalnızca iki saniye sürdü çünkü karşılarına uzun beyaz saçları maskesinin tepesinden çıkmış, kambur yürüyüşünden yaşlı olduğu belli olan bir adam belirdi. Marquesalara yaklaşıp kesik kesik konuşmaya başladı. “Merhaba genç insanlar. Ben Kart Vader, cehennemin bu katında yaşlı oldukları için insanlardan faydalanan yani otobüste gençlerin gözünün içine bakıp yer isteyen yaşlılar var. Bu yüzden ben bu kata atandım. Ah, evet, neyse, işte, göreviniz: Götümdeki basura pansuman yapmak.” Görevi söylediği sırada Kart Vader arkasını Elio ve kardeşlerine dönüp pelerinini kaldırdı. Kostümünün göt kısmı bilerek yapıldığı belli olan muntazam bir dikişle açıktı. KOSTÜM GÖTÜ AÇIK OLSUN DİYE TASARLANMIŞTI!!!

Elio daha beş dakika önce gördüğü ve atlatamadığı hayal götten sonra gerçek olanıyla karşılaştığı için ölümüne çığlık atmaya başladı. Bu ne kadar da saçma bi görevdi böyle?! Cehennemde böyle mantıksız şeylerin olacağını hiç düşünmemişti Elio. Aslında bu kadar şaşırmamalıydı Elio çünkü Elio Marquesa kardeşleri dışında herkesi ve her şeyi mantıksız bulurdu. Ama yine de cehennemin elit ve doğalgaz faturasından korkmayan zengin bir mekân olduğunu düşünmüştü. Zaten Kart Vader’ın yaşlı olduğunu anladığında kalbi sıkışan Elio şimdi Yalio ve Ezio’nun arkasına geçmiş onları birbirlerine yapıştırıp bir kalkan gibi kullanırken hala çığlık atıyordu. Ve en sonunda durmaksızın çığlık attığı için bayıldı.