.
|
| Eugenio Marquesa Profesyonel Quidditch Ligi
| Konu: eum & viviş Paz Ağus. 02, 2015 4:37 pm | |
| Sıradan bir Londra gününden hiç de farklı değildi o gün. Bulutlu ve griydi, bakmaya doyamayacağınız bir tablo gibi değil ama yine de kendine has bir güzelliği vardı. Eugenio Marquesa için sezon devam ediyordu, dolayısıyla aslında bugünün dolu olması beklenirdi fakat resmi bir tatil dolayısıyla lig bu haftalık iptal edilmişti. O da kendini, katılmayı hiç istemediği bir davete katılmak zorunda olarak buluvermişti.
Aslında böyle sosyal toplantılardan, davetlerden pek hoşlanmazdı. Her zaman kendisini sıkıştıracak birkaç kişi bulunuyordu o toplantılarda. Ya özel hayatını merak eden bir genç kız, ya Quidditch hakkında profesör olduğunu iddia eden ve Eugenio'yla engin fikirlerini tartışmak isteyen pos bıyıklı bir beyefendi, ya da torunuyla bir öğlen yemeği yemesini isteyen soylu bir hanım... Liste uzayıp gidiyordu bu şekilde fakat en kötüsü, bazı davetlere magazincilerin girişinin serbest olmasıydı ki genç adam bu davetleri kibarca reddetmesi gerektiğini çoktan öğrenmişti.
Sabah duşunu almış, bol protein içeren kahvaltısını yayıla yayıla yapmış, kapıcının getirdiği Gelecek Postası'na şöyle bir göz atmış, hayran mektuplarını zarflarından çıkarı çöpe atmış, zarf sayısı kadar imzalı fotoğrafı bir köşeye hazırlamış ve yardımcısının halletmesi için masasının üzerine bırakmıştı. Her gün onlarca hayran mektubu geliyordu. Zavallının bunları okumaya vakti olmuyordu pek tabii, özellikle normalde ne kadar yoğun olduğu düşünülürse. Bu yüzden zarflarda yazan adreslere imzalı bir fotoğrafını gönderterek fanlarının gönlünü kazanmış oluyordu, üstelik zaman da kaybetmiyordu. Hafta içi antrenmanlardan sonra Roman ve Air ile evde toplandığı bazı zamanlarda genç kadın mektuplar arasından rastgele bir seçim yapar ve seçtiği bir iki mektubu sesli bir şekilde okurdu. Mektuplar genellikle kız hayranlarından gelse de nadir de olsa erkek hayranları da yazıyordu. Bir de anlayamadığı bir hayranı vardı. Bu hayranı kendisine her hafta mektup gönderiyor, imza olarak da sadece bir tek boynuzlu at çiziyordu. Eugenio onun kim olduğunu, cinsiyetini, yaşını bilmiyordu; yalnızca kendisine duyduğu sonsuz aşkı biliyordu. Pembe kokulu zarfı gördüğünde onu ayırıp içindeki mektubu okumayı adet haline getirmişti. Bir yandan da bu ümitsiz aşığı merak etmiyor değildi. Eirwen ona sinir olmaya başlamıştı bile, yazanı buldurup "ağır stalkerlıktan" Azkaban'a göndertmek istiyordu. Ama ilgi hoşuna gidiyordu Eugenio'nun. Ne de olsa o bir erkekti, hem de aslan erkeği.
Davet saati yaklaşınca yazarın şimdi düşünemediği ama ortama fevkalade uyumlu kıyafetini giyindi, ayna karşısında saçlarını düzeltti, artık imzası haline gelmiş olan parfümünü sıktı. Çok şık görünüyordu, kendisini takdir etmeliydi ki. Evinden çıkmadan davetin yapılacağı mekanın sokağına cisimlendi. Bu evine yaptırdığı özel bir büyüydü, yalnızca kendisi evden veya eve cisimlenebiliyordu. Mekandan yükselen seslerden, davetin başladığını anladı. İyi, zaten sahip gibi erkenden gitmek şanına yakışmazdı. Karşılaşacağı ilginin farkında olarak içeri girdi. Yüzünde o harika gülümsemesi vardı. |
| | | Vianne Granville Cadı
| Konu: Geri: eum & viviş Paz Ağus. 02, 2015 4:40 pm | |
| Vianne Granville yoğun bir kadındı. Ayağındaki rahatsız ama şık ayakkabılarla ordan oraya koştururken bulduğu ilk aynanın önünde durup aslında bozulmamış saçını düzeltti. Solgun olmasını beklediği yüzüne baktı, parmakları kaşlarına gitti ve onları da düzeltti. Güzeldi işte. Hele sabahın altısından beri ayakta olduğu düşünülürse oldukça güzeldi. Artık eline sığdıramadığı için kolunun altına sıkıştırdığı dosyalardan bir parça yere düşünce ağzından minik bir inilti çıktı. Bu kaçıncıydı kim bilir. Yerdeki dosyanın büyülü bir güç tarafından tekrar koluna sıkıştırılmasının ne kadar harika olduğunu düşünürken kayıp asistanı ortaya birden ortaya çıkmaya karar verdi. Kadın Vianne'e mahcup bakışlarla yaklaşırken Vianne kendi yüzündeki bezgin ifadeyi sildi. Kadının üstüne alınmasını istemiyordu, bu akşam kimsenin morali bozulmamalıydı. Elindeki dosyaları asistanına nazikçe verirken "Umarım uğruna kaybolduğun şeyi çözmüşsündür." dedi yine olabildiğine nazik bir şekilde. Sonra aynada kendini son bir kez kontrol edip davet salonuna açılan kapıya doğru ilerledi tüm zarafetiyle.
Kapıdan girdiği andan beri yaklaşık on farklı grupla beşer dakikalık hoşgeldiniz konuşması yapmıştı. Ulaşmaya çalıştığı masaya yaklaştığında gülümsemekten yüz kasları ağrımaya başlamıştı bile. Etrafına üç kişinin toplanmış olduğu uzun kokteyl masasına gitmeden yanından geçen garsondan bir bardak aldı ve elindeki boşu tepsiye bıraktı. Teşekkür etmeyi de ihmal etmedi elbette (anlamadıysanız asil). Başkanın ona uzattığı eli tutup hafifçe sıkarken yüzündeki gülümsemeyi biraz daha genişletti. Masanın etrafında The Royal Society'nin başkanı dışında Hogwarts Müdürü Bay Breckenridge ve TRS üyesi olan annesini temsilen Zara Tindall vardı. Vianne müdürle el sıkışıp Zara'yı öptü. Ne de olsa kankisiydi. LOL. Sör Nurse konuşmaya başlayıp Vianne'i bu davetin fikir sahibi olarak övene kadar her şey yolunda gidiyordu. Vianne de bu fikirden memnundu: İngiliz Milletler Topluluğu'na üye olan ülkelerdeki başta Hogwarts olmak üzere, büyücü okullarında okuyan ve ihtiyacı olan çocukların burslarına yardım edilmesi için veriliyordu bu davet. Davetin büyüklüğünün en büyük nedeni buydu, burs için bütçeye katkıda bulunabilecek büyük ailelerin önemli üyeleri vardı. Vianne başkanın övgülerini nazikçe kabul ederken şampanyasından bir yudum aldı asla ama asla olmaması gereken bir şey oldu: Şampanya nefes borusuna kaçtı ve saatlerdir tüm zarafetiyle gezinen Vianne Granville bir hayvan gibi öksürmeye başladı. Telaşla masadan birkaç adım geri çekilip arkasını dönerken görmediği bir adama çarpıp bardağını yere düşürdü. Ve bu durum onu öylesine endişelendirdi ki öksürüğü anında kesildi ama şimdi de ayakkabılarını ve pantolonun bir paçasını şampanya yaptığı adamın yüzüne bakma kısmı vardı ki öksürükten daha korkunçtu. Ama tabii ki bu rezaleti olabildiğince hızlı bir şekilde bitirmesi gerektiğini bildiğinden hemen başını kaldırdı. Neyseki karşılaştığı genç yüzde pek sinirli bir ifade yoktu. "Çok özür dilerim Bay Marquesa." Vianne Granville zeki bir kadındı. Konuklarının neredeyse hepsinin ismini bilirdi. Tanımıyorsa bile bilirdi. Görüyorsunuz ya, bilmek zorundaydı. Hoş Eugenio Marquesa'nın ismini bilmesi için bir listeyi saatlerce incelemsine gerek yoktu. "İnanın çok mahcup oldum. Benimle bir saniye bekleme odasına gelebilirseniz üstünüzü temizleyelim." Davetlilerin çoğu büyücü ya da sihir dünyasından haberdar olan Muggle'lar olsa bile önemli rütbelere sahip birkaç habersiz Muggle daha vardı. Büyüclere elbette haber verilmişti bu yüzden Bay Marquesa'nın Vianne'in onu neden tenhaya götürmek istediğini anladığına emindi. Üstelik böyle bir şey olmasa bile davetin ortasında, kısacık bir an bile olsa, asayla ayakkabı temizlenmesini istemiyordu Vianne. Zaten yeterince utanmıştı. |
| | | Eugenio Marquesa Profesyonel Quidditch Ligi
| Konu: Geri: eum & viviş Paz Ağus. 02, 2015 4:41 pm | |
| Önündeki düzgün giyimli kadının böylesine küçük bir kaza karşısında bu kadar paniklemesi, genç büyücüyü şaşırtmıştı. Alt tarafı asasının basit bir hareketiyle yok olup gidecek lekeler için bu kadar endişelenmek doğru değildi ona göre. Bu yüzden hanımefendiyle içeriye geçerken "Böyle basit olaylar karşısında bu kadar endişelenmeyin, sonra erken yaşlanırsınız." LOL. Kadının kendisinden on yaş büyük olduğunu bilse, Jack Nicholson'ın Guguk Kuşu'ndaki şaşırması kadar şaşırırdı herhalde. Davet salonundan gelen ses, burada sadece boğuk bir uğultu şeklinde duyuluyordu. Aslında sessizlik hoşuna gitmişti. Başı hafiften ağrıyordu, ardarda yuvarladığı içkiler de pek yardımcı olmamıştı. Neyseki Eugenio Marquesa kolay sarhoş olan tiplerden değildi, bir abisi olmasa da. Abisi asla sarhoş olmuyordu, asla. Sabah sekizde içmeye başlayıp akşam on ikiye kadar bunu sürdürse bile kesinlikle hiçbir değişiklik olmuyordu. Bir keresinde bunu gerçekten de denemişti. Düşündü de, yakında bir etkinliğe daha katılması gerekecekti. Düğün yaklaşmış olmalıydı.
İsmini bilmediği kadın lekeyi kolayca çıkardıktan sonra Eugenio'ya dönüp "İşte oldu." dedi. Olurdu tabii. Büyücü olmak böyle harika bir şeydi işte. Kadın da öyle dşünüyor olmalıydı. Yüzünde tatminkar bir gülümseme vardı. "Sizin isminiz neydi bu arada?" dedi Eugenio, biraz da çekinerek. Kendisinin ismini bilen birini tanımamak büyük bir ayıptı ona göre. Gerçi, bu durumda bütün İngiltere'ye karşı bir ayıp işlemiş oluyordu be. "Granville," dedi kadın asilce. "Yeğenimin de bu isimde bir arkadaşı var." Eugenio biraz heyecanlanmıştı ama bunu belli etmeyecek kadar tecrübeliydi. "Öyle mi, ilk ismi nedir?" "Juliş diyorlar, çocuğun tam ismini bir türlü öğrenemedim." Eugenio bunu söylerken ellerini saçlarına atmıştı. Kadın da içten, fakat çok yüksek sesli olmayan bir kahkaha koyvermişti. "Yeğenim olur kendisi."
Eugenio içinden, anaa diye düşünüyordu ama dışından sadece kafa sallayıp gülümsemekle yetindi. Elini uzatıp memnun olduğunu belirtirken gerçekten memnundu. Sırıtıyordu. |
| | | Vianne Granville Cadı
| Konu: Geri: eum & viviş Paz Ağus. 02, 2015 4:42 pm | |
| Vianne karşısındaki adamın sakin halini görünce oldukça rahatlamıştı. Eugenio Marquesa'nın sahip oldukları düşünülürse kendisi oldukça mütevazı biriydi belli ki. Cadı asasını kaldırıp odanın ağır dekoruna uyum sağlayan -alman hastanesi bekleme koltuğu- altın varaklı sandalyeleri Bay Marquesa'ya gösterirken kendisi de birine oturdu.
"Yanlış hatırlamıyorsam Valentine ve Clementine, değil mi? Yeğenleriniz." Ay tabii ki de yanlış hatırlamıyordu. Vianne'in hafızası baya güçlüydü. Hatta on altı yaşından beri önemli önemsiz her şeyi tarihine kadar hatırlıyordu. İki kere duyduğu birkaç ismi hatırlamak onun için hiç de zor değildi. "Julian'ın mezuniyet hayallerini dinlerken isimlerini sıkça duyuyorum. Ve nedense her yıl bu mezuniyet hayallerini dinliyorum, mezun olduklarını görebileceğimizden emin değilim." Vianne yeğeni ve arkadaşlarına aptal demiyordu elbette ama o çocukların mezun olmaya niyetleri yoktu, sanki mimarlık okuyup mezun olmak istemeyen Ahmet Abi'ydiler. Neyse ki Granvilleler Hogwarts'tan mezun olmayan üyelere alışkındı.
Yaklaşık beş dakikadır götü sandalye gördüğü için halinden memnun olan Vianne büyük bir üzüntüyle yerinden kalkıp "Tekrar çok özür dilerim Bay Marquesa. Ve anlayışıınız için teşekkürler. Davete dönelim mi?" dedi eliyle kapıyı gösterirken. Büyücü sandalyeden kalkıp davet salonuna açılan kapıya ilerledi, kapıyı Vianne için tuttu ve cadı gülümseyerek kalabalığa geri dönmenin rahatlığıyla kapıdan çıktı. Anlamsızca gerilmişti biraz. Tam karşısındaki boş masaya ilerlerken kulaklarındaki uğultuyu hiçe sayıp sesinin sakin tonunu koruyarak "Marquesa Ailesini temsilen sizin gelmenize şaşırdım doğrusu. Lig devam etmiyor mu?" diye sordu. Tabii ki Eugenio Marquesa'ya da ismen bir davetiye gitmişti diğer Marquesalara gittiği gibi ancak gönderilen davetiyelerin çoğuna geri dönüş yapılmazdı. Zaten yapılsaydı daveti bütün Londra'da vermeleri gerekirdi. Lol. |
| | | |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|